USD41,57
%0.21
EURO48,55
%0.10
EURO/USD1,17
%0.03
BIST11.258,72
%-1.04
Petrol69,20
%-0.32
GR. ALTIN5.012,06
%0.23
BTC4.012.177,22
%-5.01
  1. Haberler
  2. Genel
  3. Sesin Secdeye Durduğu Anlar

Sesin Secdeye Durduğu Anlar

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Her ses bir niyettir. Her nağme, sahibinin kalbini açar. Ama öyle sesler vardır ki, sadece kulağa değil, ruha hitap eder. Hz. Dâvud’un sesi işte böyle bir sesti. Onun terennümü sadece bir musiki değil; bir zikir, bir secde, bir yakarıştı.

Efendimiz (asm) bir gün Ebu Musa el-Eş’arî’yi Kur’an okurken dinlemişti. Gönlü huşûyla dolmuştu. Ona şöyle buyurdu:

“Gerçekten sana Dâvud peygamberin mizmarlarından biri verilmiştir.”
(Buhârî, Fedâilu’l-Kur’ân 31; Müslim, Salâtu’l-Müsâfirîn 34)

“Mizmar” Arapçada ney, kaval gibi üflemeli çalgılara verilen isimdir. Ama burada kast edilen bir müzik aleti değil, ilahi bir nağmedir. Bu söz, “Senin sesin tıpkı Hz. Dâvud gibi Allah’ın sözünü kalplere nakşediyor” demektir.

Sadece Güzellik Değil, Huşû ve Mana

Hz. Dâvud’un (a.s) sesi öyle güzeldi ki, insan olan etkilenirdi; melek olan huşûya kapılırdı. Fakat bu güzellik, şekilden ibaret değildi. Zebur’u okurken sadece melodisiyle değil, manasıyla, derinliğiyle, kalbiyle seslenirdi. Okudukça durur, düşünür, ağlar ve Allah’a yönelirdi. İşte bu yüzden onunla birlikte dağlar ve kuşlar da zikre başlardı.

“Sabah akşam Davud’la birlikte tesbih eden dağları ve toplu halde kuşları onun emrine verdik.”
(Sad, 38/18-19)

Ayette geçen “emrine verdik” ifadesi, tabiatın bir peygamberin sesiyle Allah’a yönelişini anlatan müthiş bir mucizedir. Bu yöneliş bir mecburiyet değil, bir vecd halidir. Çünkü Allah’a zikreden kalpten çıkan ses, kainatta yankılanır.

Tabiatın Kalbini Titreten Ses

Hz. Dâvud’un sesi, sadece güzel bir ses değil; ruhları irşad eden bir davetti. Bugün nice sesler duyuyoruz, her biri kulağımıza dokunuyor. Ama kaç tanesi kalbimize işler? Kaçı bizi secdeye çağırır?

Efendimiz (asm), Ebu Musa el-Eş’arî’nin kıraatini dinledikten sonra, ona bu övgüyü yaparken aslında bize de bir kıstas sunmuş oldu:
“Kur’an’ı nağmeyle okuyun, ama süsleyerek değil; huşû ile.”
Ses güzelliği, kalp güzelliğine hizmet ettiği sürece değerlidir.

Her Müminin Bir Mizmarı Olabilir

Belki bizim sesimiz Ebu Musa gibi değil. Belki dağları titretecek bir okuyuşumuz yok. Ama şu ayeti unutmayalım:

“Kim Ben’i anarsa, Ben de onu anarım.”
(Bakara 2/152)

Kalpten gelen her tesbih, bir mizmardır. Gözyaşıyla okunan her ayet, dağlara çarpar. Gecenin sessizliğinde okunan Kur’an, kuşların zikrine eşlik eder. Çünkü zikir, bir rezonanstır; Allah’a yönelen sesin evrende yankılanmasıdır.

Secdeye Duran Nağmeler

Bugün Kur’an okuyan nice gönül, belki Ebu Musa kadar güzel okuyamıyor. Ama okudukça kalbiyle ağlıyor. Her bir ayetiyle Allah’a daha da yaklaşıyor. İşte bu da bir mizmar’dır. Çünkü Allah katında en makbul nağme, ağlayan bir kalbin sesidir.

Hz. Dâvud’un mizmârı sadece geçmişte kalmış bir mucize değildir. O ses hâlâ yaşamaktadır. Onu Ebu Musa’da duydu Efendimiz. Belki bizde de bir yankısı vardır. Yeter ki biz de Kur’an’ı sadece okumayalım; onu yaşayalım, onu hissedelim, onu kalbimize indirelim.


Son söz:
Güzel bir ses Rabbimizin bir lütfudur. Ama o sesi hakiki bir tesbihat, içli bir dua, secdeli bir kıraatle süslemek; işte asıl lütuf odur. Çünkü ses kalpten çıkarsa dağlara ulaşır. Kalpten çıkmazsa, sadece havada savrulur.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_ok_yi
Çok İyi
0
m_kemmel_tesi
Mükemmel Ötesi
Sesin Secdeye Durduğu Anlar
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Sondaki Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet