USD41,57
%0.21
EURO48,55
%0.10
EURO/USD1,17
%0.03
BIST11.258,72
%-1.04
Petrol69,20
%-0.32
GR. ALTIN5.012,06
%0.23
BTC4.688.306,20
%0.61
  1. Haberler
  2. Genel
  3. Sanat Dünyasında Keşkül ve Fukara

Sanat Dünyasında Keşkül ve Fukara

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Keşkül… Sadece bir sütlü tatlı ya da dervişin elindeki bir çanak değil; aynı zamanda sanatın, maneviyatın ve paylaşmanın simgesidir. Tasavvuf kültüründe fakrın, tevazunun ve hizmetin sembolü olarak yer alan keşkül, bugün sanat dünyasında da derin bir anlam taşır.

Osman Hamdi Bey’in ünlü eseri Kaplumbağalar ve Adam (Kaplumbağa Terbiyecisi) tablosunu düşünün. Adamın sırtındaki çanak, yani keşkül, yalnızca bir obje değil, fukaranın, dervişin ve manevi hayatın simgesidir. Sıradan bir çanak gibi görünse de, sanatçının bu detayı, Osman Hamdi Bey’in derin gözlem gücünü ve kültürel farkındalığını ortaya koyar. Burada keşkül, hem maddî hem manevî bir köprü, hem de insan ruhunun sadeliğe ve paylaşmaya uzanan yolculuğunun temsilcisidir.

Osman Hamdi’nin resimlediği sahnede yerdeki yeşillikleri yemekte olan kaplumbağaları düşünceli bir tavırla izleyen Doğulu giysiler içinde bir erkek figürü görürüz.  Elinde bir ney tutmakta, sırtında nakkare veya kudüm cinsinden bir vurmalı çalgı durmaktadır. Önünde durduğu pencerenin üstünde yer alan sivri kemerli alınlıkta “Şifa’al-kulûp lika’al Mahbub” yani “Kalplerin şifası, Sevgiliyle (Hz. Muhammed) buluşmaktır” yazılıdır. Mekân olarak, sanatçının resimlerinde sıkça karşımıza çıkan Bursa Yeşil Cami’nin üst kat odası kullanılmıştır.

Keşkül, çeşitli tarikatlar tarafından nefsi terbiye etmek ve kibri yok etmek için kullanılmış; dervişlerin halk arasında dolaşırken ellerinde taşıdığı bir araç olmuştur. Rufaî, Mevlevî, Bektaşî ve Kalenderî dervişlerinin yaşantısında keşkülün rolü, sadece geçim sağlamak değil, manevi bir eğitim ve toplumsal bir paylaşım simgesiydi. Bu yönüyle, keşkül sanatta da, edebiyatta da bir ikon haline gelmiştir.

Sanatta keşkül, fukaranın varlığını, tevazuyu ve paylaşmayı hatırlatır. Bir çanak, bir tablo, bir motif… Hepsi bize aynı mesajı verir: Maddî zenginlik geçici, hakikî zenginlik ise paylaşmakta, hizmette ve gönül zenginliğinde saklıdır.

Keşküller; Hindistan cevizi, ahşap, bakır, bronz, demir, gümüş, cam ve seramik gibi çeşitli malzemelerden üretilmiş, gövdelerinde bitkisel, geometrik ve figürlü süslemeler yer almıştır. Dervişler, gezgin taslar olarak keşkülü hem su kabı, hem ibrik, hem yiyecek ve para muhafazası olarak kullanmış, zikir sonrası içine şeker, incir ve hurma koyarak tatlı kâsesi hâline getirmişlerdir.

Tasavvufta isteme, nefsi terbiye etmede önemli bir basamak olarak görülür. Dervişler ellerinde keşkülleriyle halkın arasına karışır, “Şey’en lillah” diyerek Hakk rızası için yiyecek toplar ve tekkede aşevine teslim ederlerdi. Bu geleneğe “Selmana çıkmak” denilirdi.

Günümüzde keşkül tatlısı olarak sofralarımıza gelen bu sembol, aslında sanat dünyasında da yaşamaya devam ediyor. Osman Hamdi Bey’in tuvalinde olduğu gibi, her sanat eserinde fukara ve keşkül, hem geçmişin hem de günümüzün birer hatırlatıcısıdır. Ve biz farkında olsak da olmasak da, sanatın sessiz diliyle, bu çanak bize hâlâ şunu fısıldar: Boş kalırsa doldurulur, dolarsa dağıtılır; gerçek zenginlik ise kalpte ve paylaşımda gizlidir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_ok_yi
Çok İyi
0
m_kemmel_tesi
Mükemmel Ötesi
Sanat Dünyasında Keşkül ve Fukara
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Sondaki Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet