İsfahan, tarihi dokusu, mimari yapıları ve sanatsal mirasıyla öne çıkan bir İran kenti konumunda. Yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği şehirlerden biri olan İsfahan, yüzyıllara ışık tutan birçok tarihi esere ev sahipliği yapıyor.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan “Mescid-i Şah” veya İranlılar arasında “Mescid-i İmam” olarak bilinen cami, 1979 yılından beri önemli bir yapı olarak kabul ediliyor. Safevi döneminin önemli bir eseri olan bu cami, mimari özellikleri ve süslemeleriyle dikkat çekiyor. Yapımına 1611 yılında başlanan ve 18 yıl süren bir süreç sonunda tamamlanan caminin mimarı Ali Ekber İsfahani olarak biliniyor.
Mescid-i Şah’ın ikonik mavi çinileri ve mozaikleri, göz alıcı işlemeleriyle dikkat çekiyor. Cami, Nakş-i Cihan Meydanı’nın güney ucunda yer alıyor ve devasa yapısıyla büyüleyici bir görüntü oluşturuyor. Caminin giriş kapısı ise çeşitli renklerdeki çini mozaiklerle süslenmiş, son derece etkileyici bir tasarıma sahip.
Caminin avlusunda Selçuklu, Osmanlı ve İran mimarisine ait ögeler bulunuyor. Çinilerin mavi tonlarıyla süslendiği bu yapı, büyüleyici bir atmosfere sahip. Avlunun genişliği 50 metre, uzunluğu ise 67 metre olarak bilinirken, avlunun ortasında bir havuz bulunuyor.
Mescid-i Şah’ın büyük kubbesi, iç mekanda dikkat çeken bir yapıya sahip. Mavi süslemeleriyle göz alıcı bir görünüme sahip olan caminin içindeki ışık oyunu, mekanı daha etkileyici hale getiriyor. Caminin çini süslemelerinde geometrik desenler, bitki motifleri ve güzel hat örnekleri yer alıyor. Ayrıca, caminin mahfil kısmında bulunan minber ve mihrapın mermerden yapıldığı ve özellikle korunduğu belirtiliyor.