Kıymetli okurlar,
Bugün sizlere, İslam tarihinin önemli duraklarından biri olan ancak, Hac ziyaretlerinde başka ülkelerin Hacılarının uğrak bir mekanı olmasına rağmen Türk Hacıların programlarında pek fazla yer almayan Seniyyetü’l-Veda Tepesi’ni tanıtmak istiyorum. Halbuki bu gün bu tepenin üzerinde bulunan muhkem bir kale vardır ki Medine’nin son Osmanlı Mudafii Fahrettin paşa tarafından gözcü kulesi olarak 1900 yıllarda inşa ettirilmiştir.1 Dolayısı ile bizim resmi turlarımızda olması olmazsa olmaz. Bu kutsal mekan, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) Medine’ye hicreti ve Tebük Gazvesi dönüşü sırasında sahabeler tarafından karşılandığı yer olarak bilinir.
Seniyyetü’l-Veda Tepesi’nin Tarihi ve Önemi
Sözlükte seniyye “geçit, patika, dağ yolu, küçük tepe” gibi anlamlara gelir. Seniyyetü’l-Veda, Medine’nin dışında bulunan bir tepedir. Cahiliye döneminde, Medine’den taşraya gitmek isteyenler buradan uğurlandığı için bu tepeye “Uğurlama Tepesi” anlamına gelen Seniyyetü’l-Veda ismi verilmiştir. Bu tepe, İslam tarihinin önemli olaylarına tanıklık etmiş ve manevi değeri yüksek bir yerdir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), Mekke’den Medine’ye hicret ettiklerinde, Medineli ensar bu tepelerde kendilerini karşılamış ve “Taleal Bedru Aleyna” yani “Ay doğdu üzerimize veda tepelerinden” mısralarını bu tepelerin üstünde okumuşlardır. Bu karşılaşma, Müslümanlar için büyük bir sevinç ve heyecan anı olmuştur.
Tebük Gazvesi ve Seniyyetü’l-Veda
Tebük Gazvesi, İslam tarihinde önemli bir yere sahiptir. Rasûlüllah (s.a.v.), sahabe ile birlikte Medine’den bir Perşembe günü sefere çıkmıştır. Ordugâhını Medine dışında, Seniyyetü’l-Veda denilen ayrılık tepesinde kurmuştur. Hz. Ali’yi Medine’de vekil olarak bırakan Peygamber Efendimiz, orduyla birlikte sefere çıkarken Hz. Ali, Medine’de kalmanın ağırlığını hissetmiş ve hemen silahlanarak yola çıkmıştır. Ordu Seniyyetü’l-Veda’dan ayrılmadan Hz. Ali orduya yetişmiş ve Rasûlüllah (s.a.v.) ona, “Yâ Ali, bana nisbetle sen, (Tur’a giderken) Musa’ya nisbetle Harun’un yerinde olmaya razı değil misin? Şu kadar ki, benden sonra peygamber yoktur,” buyurmuş ve Hz. Ali Medine’ye geri dönmüştür.
Tebük Seferi Dönüşü ve Karşılama
Müslümanlar, Tebük’te 20 gün kaldıktan sonra Ramazan ayının ilk günlerinde Medine’ye dönmüşlerdir. Rasûlüllah (s.a.v.)’in ordusu ile birlikte dönmekte olduğu haberi Medine’de duyulunca, bütün halk, kadınlar ve çocuklar sokaklara dökülmüş ve şiirler, kasideler söyleyerek orduyu Seniyyetü’l-Veda’da parlak bir merasimle karşılamışlardır. Sâib b. Yezîd -radıyallahu anh-’ın rivayetinde, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Tebük Gazvesi’nden dönüşünde çocuklarla birlikte Veda Tepesi’nde karşılandığı ifade edilmektedir. Buharî’nin de rivayet ettiği bu hadis, karşılama törenlerinin, gazveye katılmayanları teşvik etmek ve onların gönüllerini almak için yapıldığını göstermektedir.
Manevi Bir Durağın Günümüze Mesajı
Seniyyetü’l-Veda Tepesi, İslam tarihinin derinliklerinden gelen önemli bir hatıra olarak, Müslümanlar için büyük bir manevi değere sahiptir. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) burada hicret sırasında ve Tebük seferi dönüşünde karşılanmış olması, bu mekanı son derece özel kılmaktadır. Medine’yi ziyaret eden her Müslümanın, Seniyyetü’l-Veda Tepesi’ni ziyaret ederek bu manevi atmosferi yaşaması ve Peygamber Efendimizin (s.a.v.) hatırasını yad etmesi büyük bir kazançtır.
Bu kutsal mekan, İslam tarihinin derinliklerinden gelen hatıraları yaşatmaya devam ediyor. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Seniyyetü’l-Veda Tepesi’ne verdiği önem, bizlere bu mekana olan bağlılığımızı ve saygımızı göstermemiz gerektiğini hatırlatıyor. Her Müslümanın, bu manevi değeri yüksek yeri ziyaret etmesi ve Peygamber Efendimizin (s.a.v.) hatırasını canlı tutması büyük bir şeref ve mutluluktur.
Saygılarımla.
