İsrail ile Hamas arasında 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan ve günümüze kadar aralıksız devam savaşın sona ermesi için Türkiye, Katar ve Mısır’ın garantörlüğünde Kahire’de kurulan barış masasından taraflar arasında ateşkes kararı çıkmıştı.
Yirmi bini çocuk olmak üzere, yetmiş bin masum Filistinlin hayatını kaybettiği bu savaşta, İsrail denen terör devleti uluslararası hukuku ve Cenevre sözleşmesini hiçe sayarak işlediği savaş suçları “soykırım, katliam, yıkım, aç ve açıkta bırakma” gibi insanlık dışı uygulamaları, tüm insanlığın nefretini ve tepkisini çekmiş; esir alınmış devletlere rağmen dünya halkları ayaklanarak İsrail aleyhine artarak devam eden protestolara ve eylemlere başlamışlardı.
Diğer yönden başta Sn. Cumhurbaşkanımız R.Tayyip Erdoğan’ın artarak devam eden diplomatik girişimleri, her platformda yaptığı açıklamalar, buna paralel vicdan sahibi devlet başkanlarının İsrail aleyhine yaptıkları açıklamalar, aldıkları kararlar İsrail’i kerhende olsa barış masasına oturmasını sağlamıştı.
Lakin varılan antlaşmaya rağmen İsrail sözünde durmayacak bundan önce yaptığı gibi ilk fırsatta barışı bozarak Siyonist ana akım “Fırat ve Dicle arasındaki topraklarda, bir Yahudi devleti kurma” amaçına ulaşmaya çalışacaktır.
Siyonist İsrail olmazsa olmaz temel iki hedefi vardır.
1-İsrail’in, Arz’u Mev’ud hayali; Nil ve Fırat nehri arasında iki nehrin suladığı bereketli topraklar üzerinde büyük Büyük İsrail devletini kurmak.
2-Bu amaça ulaşmak için bu topraklar üzerinde var olan tüm halklarını birbiriyle çatıştırmak, zayıflatmak
bu sayede bu hedefine
ulaşmak.
Geçmişte bu amaç çerçevesinde ABD ve müttefikleri tarafından kitle imha silahı var bahanesiyle 1990 ve 2001 yıllarında Irak’a gerçekleştirilen birinci ve ikinci körfez harekatıyla bir milyon Iraklı öldürülmüş devam eden süreçte Irak iç savaşa sürüklenerek fiilen üçe bölünmüş o süreçte İngiltere başbakanı olan Toni Bileyir alay edercesine Irak’ta kitle imha silahı yokmuş özür dilerim demişti!
Arap baharı ile devam eden süreçte; Arap ülkeleri iç çatışmalara sürüklenmiş, tüm Arap ülkeleri istikrarlaştırılmış milyonlarca insan hayatını kaybetmişti.
Öncesinde ve sonrasında ülkemizde de ayni bağlamda sağ-sol çatışmaları başlatılmış, devamında PKK gibi terör örgütlerin eliyle binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmiş, ülke ekonomisi beşyüz milyar dolar civarında zarara uğratılmıştı.
Bölgemizde olan biten bu gelişmeler sadece İsrail’il güvenliği ve tüm bölge halklarının zayıflatılması için gerçekleştirilmiştir.
İsrail’in siyonist, militarist, teolojik yapısı ve Yahudilerle ilgili tarihsel süreç incelendiğinde başta peygamber olmak üzere verdiği hiçbir sözde durmadığını sürekli bir ihanet içinde olduğu görülecektir.
1948 yılında kurulan İsrail, günümüze kadar yapılan tüm barış antlaşmalarını her seferinde bir bahane bularak bozmuş, katliamlarına ve toprak işgallerine devam etmiştir.
Sonuç olarak İsrail, siyonist emellerini, kabalistik hedeflerini gerçekleştirmek için sürdürdüğü vahşet ve bozgunculuğa devam eder, barış görüşmeleri sekteye uğratırsa, hem kendi geleceğini, hem halkının geleceğini tehlikeye atacaktır.
Nitekim Kur’an Kerim’de bu hakikat çok net ifade ediliyor.
Bismillahirrahmanirrahim.
Biz, Kitap’ta (Tevrat’ta) İsrailoğullarına, “Yeryüzünde muhakkak iki defa bozgunculuk yapacaksınız ve büyük bir kibre kapılarak böbürleneceksiniz” diye hükmettik.
Nihayet bu iki bozgunculuktan ilkinin zamanı gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik. Onlar evlerinizin arasına kadar sokuldular. Bu, herhâlde yerine gelmesi gereken bir va’d idi.
Sonra onlara karşı size tekrar egemenlik verdik. Mallar ve çocuklarla sizi güçlendirdik; sayınızı daha da çoğalttık.
İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis’e) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.)
Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de (cezaya) döneriz. Biz cehennemi kâfirlere bir zindan yapmışızdır.
(İsra süresi: 4.5.6.7.8)
Yukarıdaki ayetlerde net bir şekilde İsrail için yer yüzünde bozgunculuğa dönmeyin, eğer dönerseniz bizde cezaya döneriz buyuruluyor.
Netice olarak İsrail yeryüzünde nefret tohumu ekmeye ve bozgunculuğa dönerse; eninde sonunda yenilginin hasatını biçecek ve bu bölgeden çıkarılacaktır.
Allah’ın va’di elbette haktır, doğrudur. Bunu ilmen kavrayamayanların, buna kesinlikle iman etmeyenlerin, imanı sağlam olmayanların seni hafife almalarına asla fırsat verme, onlar seni gevşekliğe sevketmesin. O halde sen sabret. Şüphesiz Allah’ın vaadi gerçektir.
(Rum suresi: 60)
