Avrupa’da Dört Gün Çalışma Haftası Modeli Yaygınlaşıyor
Dört gün çalışma haftası Avrupa’da yavaş yavaş ivme kazanıyor. Avrupa’da giderek daha sık uygulanan dört gün çalışma haftası modelinin başarılı olması için bazı unsurların yerine gelmesi gerekiyor.
Avrupa’da dört günlük çalışma haftası için artan bir ilgi var. İzlanda ve İngiltere gibi ülkelerdeki pilot uygulamalardan elde edilen ilk sonuçlar, çalışanların kendilerini iyi dinlenmiş, daha az stresli ve bir gün daha az çalışabilirlerse daha iyi bir iş-yaşam dengesine sahip olduklarını düşündüklerini gösteriyor.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, yine de bu değişimin gerçek bir idari taahhüt gerektirdiği, bazı sektörler için diğerlerinden çok daha kolay olduğu ve sağlam bir ulusal politika ile teşvik edilmesi gerektiği de açıkça görülüyor.
Fortune’dan Alex Ledsom’ın haberine göre, başarılı pilot uygulamalar ‘100-80-100’ kuralını takip ediyor. Buna göre çalışanlar maaşlarının yüzde 100’ü için zamanın yüzde 80’inde yüzde 100 oranında üretken kalıyor. Ancak çalışanlar 40 saatlik işi sadece dört güne sıkıştırmaya çalıştıklarında sonuçlar o kadar başarılı olmuyor.
İngiltere’nin en büyük süpermarketlerinden biri olan Asda, personelin aynı ücret karşılığında beş gün yerine dört gün boyunca 44 saat çalışması için yaptığı denemeyi, özellikle toplu taşımayı kullanıyorlarsa veya bakım sorumlulukları varsa, 11 saatlik vardiyaları çok zorlayıcı buldukları için sonlandırdı.
Uygulamanın başarısının sektörlere bağlı olarak değişkenlik gösterdiği ve ulusal politikanın dört günlük çalışma haftasına geçişte büyük bir rol oynadığı görülüyor. Endüstriyel şirketler, çalışanlara daha kısa vardiyalar vermek için artan teknolojiyle donatılsa da hizmet sektöründe işler daha karmaşık olabiliyor.
Fransa’da daha kısa bir çalışma haftasının, ulusal borcu hafifletmek için tatsız bir emeklilik reformunun geçirilmesine yardımcı olabileceği öne sürülüyor. Belçika’da yapılan bir anket, nüfusun yüzde 47,8’ine denk gelen 20 ila 30 yaş arasındakiler arasında popüler olduğunu ve şirketler karmaşık idari sorunları çözebilirse bundan sonra daha da popüler hale gelebileceğini bulguluyor.
İzin günü sorunu düşünüldüğünde, işçilerin hangi gün izin alacaklarına kimin karar vereceği, resmi tatillerin izin günlerine denk gelmesi durumunda ne yapılacağı gibi sorular ortaya çıkıyor. Değişimin yavaş bir şekilde gerçekleştiği görülüyor.
Daha olası olan, önce diğer esnek çalışma seçeneklerine kademeli bir geçiş gibi gözüküyor. İngiltere’de Kasım ayında başlayacak yeni bir deneme, içeriğinde dokuz günlük iki haftalık çalışma modeli veya işe daha erken veya daha geç başlama ve ayrılma gibi düzenlemeleri de barındıran daha kısa bir çalışma haftası modeline dayanıyor.
#DörtGünÇalışmaHaftası #Avrupa #İşHayatı #Uygulama #İzlanda #İngiltere #ÇalışmaModeli
