Enflasyonla Mücadelede Güven Sorunu: Vatandaşın Beklentileri
Ekonomi alanında yaşanan gelişmeler, enflasyonun düşürülmesine yönelik çabaların ne kadar sürdürülebilir olduğunu sorgulatıyor. Fiyat belirleme gücüne sahip olan esnaf ve reel sektör, enflasyonun gerileyeceğine dair inançsızlıklarını açıkça dile getirirken, bu durum enflasyonla mücadelede önemli bir engel teşkil ediyor.
Uzmanlar, ekonomi yönetimlerinin enflasyonla ilgili hedeflerini paylaşmasına karşın, bu tahminlerin gerçeği yansıtmadığına dair halkın duyduğu güvensizliğin bulunduğunu ifade ediyor. Merkez Bankası ve orta vadeli programlarda belirtilen enflasyon tahminlerinin pek çoğunun, geçmiş yıllarda büyük sapmalarla gerçekleştiği bilançosu ortaya koyuyor. Örneğin, 2021’de 2023 için tahmin edilen enflasyon oranı %5 iken, gerçekleşme %64,8 olarak kaydedildi. Benzer şekilde, 2022’de 2024 için tahmin %5, fakat gerçekleşme %44,4 oldu.
Vatandaşın ekonomi yönetimine duyduğu güven, yapılan açıklamalarla zedeleniyor. Ekonomi yönetiminin hedeflediği enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığına inanan vatandaş ve esnaf, fiyat belirlerken bu tahminleri en az bir buçuk-iki katına çıkararak hareket ediyor. Bu durum, ekonominin gerçek dinamiklerini yansıtmadığından ve ülkedeki enflasyon baskısını hafifletmediğinden, çözüm bulmak zorlaşıyor.
Özellikle 2024 ve 2026 yıllarına dair tahminler ve hedefler de bu güvensizliğin devam ettiğini gösteriyor. Merkez Bankası’nın 2026 için belirlediği %9’luk hedef, daha sonraları %12 ve %16’ya revize edilirken, pek çok kişi bu tahminlerin de gerçekçi olmadığını düşünüyor.
Sonuç olarak, enflasyonla mücadelede ekonomik yönetimin yanı sıra, kamuoyunun güveninin de tesis edilmesi gerektiği belirtiliyor. Ekonomi hakkında yapılan tahmin ve hedeflerin gerçeği yansıtmaması, hem vatandaş hem de iş dünyası nezdinde ciddi bir itibar kaybına yol açıyor. Bu durum, enflasyonla mücadelede atılacak adımların ne kadar etkili olabileceği konusunda soru işaretleri doğuruyor.



