6 Ağustos 1945 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri tarafından, Hiroşima’ya atom bombası atıldı. Bu tarihi olay, Türk basınının tutumuna da yansıdı. Uzmanlara göre, Türk basını bombanın faydalarına odaklanarak eleştirmek yerine bombanın yarattığı katliamı eleştirmesi gerekti. Burada, Kemalistlerin batılılaşma ve kimlik krizlerinin o dönemdeki tutumları ile günümüzde İsrail’e verilen destek arasında benzerlikler gözlemleniyor.
Ayrıca, Yıldıray Oğur’un analizine göre, Türkiye’nin modernleşme ve Batılılaşma süreci ile benmerkezli dünya algısı da bu tutumun temelinde yatmaktadır. Türkiye’de değişmeyen Kemalistlerin tutumu, atom bombasını övdükleri gibi bugün de İsrail’i desteklemeleriyle devam etmektedir.
Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları Batı’da eleştiri toplarken, Türk basınında ise bombanın bilimsel mucize yönüne vurgu yapılıyordu. Bazı köşe yazarları atom bombasını överek, Japonları suçlamışlardı. Bu tutum, Türkiye’nin modernleşme süreci ve kimlik krizi ile ilişkilendirilmektedir.
Günümüzde ise, Gazze’deki olaylar karşısında Türkiye’deki duyarlılığın arttığı ve anti-Amerikancılık ile solculukla bağlantılı olarak yükseldiği görülmektedir. Ancak, bu tutumun arkasında da yine Türkiye’nin modernleşme ve Batılılaşma sürecinin etkili olduğu belirtilmektedir. İsrail’e verilen destek, bu bağlamda incelendiğinde, önyargılar ve ideolojilerin etkileri düşünülmektedir.
Sonuç olarak, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları ile bugünün siyasi ve ideolojik tartışmalarının paralellikler taşıdığı, Türkiye’deki medya ve toplumun tutumlarında benzerlikler bulunduğu belirtilmektedir. Yıldıray Oğur’un yazısına göre, bu tutumlar tarihsel geçmişin ve kimlik krizlerinin bir yansıması olarak değerlendirilmektedir.