Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Meksika’ya uygulanan gümrük vergilerini yüzde 25 oranında artırırken, Çin’e yönelik ek yüzde 10’luk bir vergi getirdi.
Bu yeni uygulama üzerine Meksika ve Kanada, ABD’den ithal edilen ürünlere yüzde 25 oranında bir vergi getirme kararı aldı. Çin ise tepkisini Dünya Ticaret Örgütü’ne başvurarak gösterdi.
4 Şubat’ta yürürlüğe girecek olan bu gümrük tarifelerinin, enflasyon üzerindeki olumsuz etkilerinin yeniden gündeme gelmesinden endişe ediliyor.
Donald Trump, Avrupa Birliği’ne de ek gümrük vergileri uygulanacağına dair açıklamalarda bulunurken, buna karşılık AB tarafında sert karşılıklar geldi.
Bu ticaret gerilimleri, piyasalarda dalgalanmalara neden oldu. Hisse senetleri, altın ve kripto para birimleri önemli düşüşler yaşarken, petrol fiyatlarında ise artış gözlemlendi.
Wall Street Journal’da yayımlanan bir analizde, gümrük tarifelerinin işleyişinin karmaşık olduğu ve etkilerinin öngörülmesinin zor olduğu vurgulandı.
GÜMRÜK VERGİSİNİ KİM ÖDEYECEK?
Gümrük vergileri, ülkelerden ithal edilen ürünlere uygulanacak. İthalatçı firmalar, mal ve hizmet satın alırken bu ek vergilere tabi olacak. Ancak bu vergi yükünün kimin tarafından taşınacağı belirsizliğini koruyor.
İthalatçı şirketlerin, tarifelerin maliyetini işletmelere ve nihai tüketicilere yansıtma potansiyeli bulunurken, ihraç yapan firmaların ise satış kayıplarını telafi etmek için fiyat indirimine gitme yoluna gidebileceği ifade ediliyor.
Yüksek vergilerin, ABD firmalarını alternatif ülkelerle ticaret yapmaya yönlendirme ihtimali üzerinde duruluyor. Bu durum, Meksika, Kanada ve Çin’de işsizlik oranlarının artmasına yol açabilir.
Yeni ticaret yollarının maliyetleri ve ürün fiyatları üzerinde olumsuz yansımaları olabileceği vurgulanmaktadır.
Ayrıca, Trump yönetiminin planladığı üretimin ABD’ye kaydırılması durumu, Amerikalı tüketicilerin daha yüksek fiyatlarla karşılaşabilmesi anlamına geliyor. Bu artışın, diğer Amerikalılara ücret ve kâr olarak nasıl yansıyacağı ise merak konusu.
