Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), her zaman anlamı derin ve lafzen kısa olan zikir ve duaları tercih ederdi. Bu tür zikirler, hem kolayca hatırlanabilir hem de gönüllerde derin izler bırakırdı. Resûlullah’ın (asm) ümmetine öğrettiği zikirlerden biri olan “Sübhânallâhi ve bihamdihi adede halkıhî ve rıdâ nefsihi ve zînete arşihi ve midâde kelimâtihi” duası da bu özellikleri taşır. Bu dua, kısa bir cümle gibi görünse de içerdiği anlam ve sevap bakımından oldukça geniş kapsamlıdır.
Peygamber Efendimiz (asm), bir sabah namazı sonrasında Hazreti Cüveyriye (radıyallâhu anhâ) validemizin hâlâ aynı yerde oturup zikirle meşgul olduğunu görmüş ve ona şu sözleri söylemiştir: “Yanından ayrıldıktan sonra üç defa söylediğim şu dört cümle, senin sabahtan beri söylediğin zikirlerle tartılacak olsa, sevap bakımından onlara eşit olur.” Bu dört cümle, Allah’ı tesbih eden, O’na hamd eden, O’nun büyüklüğünü ve yüceliğini ifade eden cümlelerdir.
“Sübhânallahi ve bihamdihi adede halkıhî” cümlesi, “Ben Allah’ı ulûhiyet makamına yakışmayan sıfatlardan, yarattıkları sayısınca tenzih ederim” anlamına gelir. Yaratılanların sayısını yalnızca Allah Teâlâ bilir ve bu cümle, bu sayısız mahlûkat kadar Allah’ı tesbih etmeyi ifade eder.
“Rızâ nefsihi” ifadesi, Allah’ı, O’nun rızasını kazanmak için tesbih etmeyi ifade eder. Allah’ın rızası, sayılarla ifade edilemeyecek kadar büyük ve derindir.
“Zînete arşihi” cümlesi, Allah’ı Arş’ının ağırlığınca tesbih etmeyi ifade eder. Arş, Allah’ın yüceliğini temsil eden en büyük varlıklardan biridir. Peygamber Efendimiz (asm), Arş’ın büyüklüğünü anlatırken, yedi kat gökle yedi kat yerin Allah’ın kürsüsü yanında çöl ortasında bir yüzük gibi kaldığını, Arş’ın ise kürsüye göre bu yüzükten çok daha büyük olduğunu ifade etmiştir.
Son olarak, “midâde kelimâtihi” cümlesi, Allah’ı O’nun bitip tükenmeyen kelimeleri kadar tesbih etmeyi ifade eder. Kehf Sûresi’nde, Allah’ın kelimelerinin saymakla bitmeyeceği, denizler mürekkep olsa bile yetmeyeceği bildirilmiştir.
“Sübhânallahi ve bihamdihi adede halkıhî ve rıdâ nefsihi ve zînete arşihi ve midâde kelimâtihi” zikri, Peygamber Efendimiz’in (asm) ümmetine öğrettiği en faziletli zikirlerden biridir. Bu zikir, sayıya sığmayan yaratılmışlar, Allah’ın rızası, Arş’ın ağırlığı ve Allah’ın kelimelerinin sayısınca O’nu yüceltmeyi ifade eder. Bu derin anlam, bizlere Allah’a olan bağlılığımızı ve O’nun yüceliğini daha iyi kavramamızı sağlar. Resûlullah’ın (asm) öğrettiği zikirlerin bu kadar derin ve anlamlı olması, onun diğerlerinden ne kadar üstün ve faziletli olduğunu gösterir. Bu zikir, maneviyatımızı güçlendirmek ve Allah’a olan bağlılığımızı artırmak için önemli bir vesiledir.