Vefatında
Efendimiz’in irtihâlinden sonra Hazret-i Ömer’in ağlayarak şöyle bir mersiye okuduğu nakledilmiştir:
“Anam-babam Sana fedâ olsun yâ Rasûlâllah! Bir hurma kütüğüne dayanarak insanlara hitâb ederdin. Cemaat çoğaldığında, sesini onlara duyurabilmek için bir minber yaptırmıştın. Hurma kütüğü Sen’in firâkına dayanamayıp inlemeye başlamıştı. Sen mübârek elini onun üzerine koyunca ancak sükûnete ermişti. O hâlde, Sen’in ümmetin, aralarından ayrılıp gittiğin için hurma kütüğünden daha çok ağlayıp inlemelidirler.
Anam-babam Sana fedâ olsun yâ Rasûlâllah! Allah katında o kadar ulvî bir makâma sahipsin ki, Cenâb-ı Hak Sana itaati Yüce Zâtı’na itaat sayarak: «Rasûl’e itaat eden Allâh’a itaat etmiş olur…» buyurdu. (en-Nisâ, 80) Anam-babam Sana fedâ olsun yâ Rasûlâllah!
Anam-babam Sana fedâ olsun yâ Rasûlâllah! Allah katında o kadar ulvî bir makâma sahipsin ki, Yüce Allah Sen’i son peygamber olarak gönderdiği hâlde diğer peygamberlerden önce zikrederek şöyle buyurdu: «Hani Biz peygamberlerden söz almıştık; Sen’den, Nuh’tan, İbrahim’den, Mûsâ’dan ve Meryem oğlu Îsâ’dan da…» (el-Ahzâb, 7)
Anam-babam Sana fedâ olsun yâ Rasûlâllah! Cenâb-ı Hak, Mûsâ (a.s.)’nin mûcize olarak içinden nehirler akan bir kaya lûtfettiyse, bu, Yüce Rabbimiz’in Sen’in parmaklarından tatlı sular akıtmasından daha şaşırtıcı değildir.
Sana salât ü selâm olsun!
