Tarihin en kanlı ablukası olarak bilinen Leningrad Kuşatması sırasında yaklaşık 1,5 milyon asker ve sivilin yaşamını yitirdiği tahmin edilmektedir.
İngiliz yayınevi Daily Mail, Rusya’nın Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in ailesinin bu zorlu dönemde yaşadığı “dehşet verici gerçekler” hakkında bir makale yayınladı.
ANNESİNİN ÖLDÜĞÜNÜ DÜŞÜNÜYORLARDI
Haberde, Leningrad’ın dondurucu soğukları altında insanların açlıktan öldüğü ve bu süreçte Putin’in annesi Maria Ivanovna Shelomova Putina’nın da toplu ölümler arasında yer aldığı ifade ediliyor. Ancak, genç kadın bir mucize ile hayatta kalmayı başardı ve çevresindekiler tarafından donmak üzereyken kurtarıldı.
Daily Mail’in raporuna göre, kuşatma süreci, şehirde hayatta kalan birçok kişi için -Putin ailesi de dahil- insan doğasına dair görüşleri köklü bir şekilde değiştirdi.
LENİNGRAD KUŞATMASI HAYATLARI KÖRDU
1941 Aralık ayının sert günlerinde, günlük erzaklar yalnızca ekmekten ibaretti: fabrika çalışanlarına bir avuçtan biraz fazla, diğer vatandaşlara ise daha az veriliyordu. Haftalar geçtikçe bu yiyecekler azalmakta ve durum ağırlaşmaktaydı.
1942’nin başında, Putin ailesi, henüz yürümeye yeni başlamış olan oğulları Viktor’un difteri yüzünden hayatını kaybettiğini öğrendi.
AĞABEYİ TOPLU MEZARA GÖMÜLDÜ
Putin’in ağabeyi olacak Viktor, sayılamayacak kadar çok çocuğun gömüldüğü toplu mezarlardan birine defnedildi.
1952 yılında, 41 yaşındaki Maria Şelomova Putina ve demiryolu işçisi eşi Vladimir’in yeni bir çocukları oldu.
Putin, toplu mezarların bulunduğu bir şehirde doğdu ve ağabeyinin nereye gömüldüğünü asla öğrenemedi.
“KARDEŞİMİN MEZARINI BİLMİYORUM”
Putin, birkaç yıl önce St. Petersburg’daki bir mezarlıkta düzenlenen anma töreninde, “Hiç görmediğim ve tanımadığım kardeşimin nerede gömüldüğünü bilmiyorum.” şeklinde konuşmuştu.
Daily Mail’e göre, ilerleyen zamanlarda yapılan bazı psikolojik araştırmalar, kuşatma mağdurları olarak bilinen Blokadniki’nin olağanüstü bir empati yeteneğine sahip olduğunu ortaya koymuştur.
Uzmanlar, kuşatma ve Putin’in ailesinin yaşadıkları deneyimlerin, Putin’in dünya ve tarih anlayışında paranoyanın etkisini artırdığı görüşündedir.