Peygamber Efendimiz hazreti Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem’in yüceliğini dile getiren Mevlid-i Şerif, İslam ümmetinin elindeki sevgi bağlarını güçlendiren en değerli eserlerden biridir. Ne yazık ki, günümüzde bu kutlu metini Efendimiz gönül sultanımız hazreti Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem’e yapılan övgüleri hafife alan ve karşıtında söylemler geliştiren kesimler ortaya çıktı. Ancak bu iddialar, İslam tarihi ve Ehl-i Sünnet ulemasının delilleri karşısında varlıklarını yitiren zayıf birer söylemden öteye gidemez.
İslam’ın ilk günlerinden Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e olan sevgi ve bağlılık, onun yüceltilmesiyle kendini göstermiştir. Kur’an-ı Kerim’de Allah Teâlâ, bizzat Peygamberimizi sallallahu aleyhi ve sellem’i överek ona “âlemlere rahmet” unvanını verir. Sahabe-i Kiram, onun huzurunda metiyeler, sevgi ve bağlılıklarını dile getirmiş; bu gelenek onun vefatından sonra da devam etmiştir.
Mevlid-i Şerif’in okunduğu günlük deliller, yalnızca sevgi göstergelerinin ötesinde, sayısız fazilet ve müjde barındırmaktadır. Cüneydi Bağdadî hazretleri, Mevlid-i Şerif’i hürmetle dinleyen kimsenin imanını kurtaracağını söylerken; Ebû Bekir Radiyallahü Anh, Mevlid’i okutmaya onun kuruşunu harcayarak, ahirette Peygamberimizle sallallahu aleyhi ve sellem dostluğun kutlandığını müjdeledi.
Bir Bereket Kapısı: Mevlid-i Şerif,
Fahretîn-i Râzi Hazretleri, Mevlid-i Şerif’in bereketinin vesilesi olduğunu ifade eder. Ona göre suya,tuza veya yemeğe okunan Mevlid, o bereketini arttırır; Hatta o sudan içen kimsenin kalbine bin nûr girerken, bin kötülüğün de kalıntıların ortaya çıkar. Bu ifadeler, Mevlid’in yalnızca bir metin değil, aynı zamanda bir rahmet delili olduğunu da gösterir.
İmam-ı Şâfi hazretleri ise, Mevlid-i Şerif okumak için yapılan hizmetler, kişinin kıyamet günü sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraber öldürüleceğini dilemekte. Bu müjdeler, Mevlid-i Şerif’in Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e olan sevginin bir nişanı olduğunu ve müminin bölgelerindeki imanın derecesinin yükseldiğini açıkça ortaya koyuyor.
Mevlid’in Ruhu: Peygamber Sevgisi,
Ehl-i Sünnet âlimlerinin ifadelerinde, Peygamber sevgisinin imanın bir dini olduğu sık sık vurgulanır. Muhammed Yemani hazretleri, “Bir kişi imanını test etmek isterse, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e olan sevgisini kontrol etsin” diyerek bu gerçeği dile getirir. Hasan-ı Basri hazretleri ise, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem için Mevlid’in okutmasının, Uhud Dağı’na kadar sevap olduğunu belirtmiş, bu sevginin derinliğini ifade etmiştir.
Ancak günümüzde bazı çevreler, Mevlid-i Şerif’i bid’at ve şirk olarak nitelendirerek Peygamber sevgisini itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır. Mevlid-i Şerif okumak ve okumak hakkında bu kadar müjdeleyici ve sahih deliller varken okunmasına engel olup, bidattir, şirktir, Resullah sallallahu aleyhi ve sellem’de bizim gibi sıradan bir insandır, onu bu kadar fazla övmeye gerek yoktur demeleri Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e olan nefretlerinin açık bir göstergesidir. Bu tür söylemler, ne yazık ki Peygamberimizin sallallahu aleyhi ve sellem’in yüceltilmesinden rahatsız olan kişinin halidir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in övülmesinden en çok bozulanların, şeytan ve onun aveneleri olduğunu unutmamak gerekir.
Son Söz
Mevlid-i Şerif, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e olan sevginin bir göstergesi ve bu sevginin nesiller boyu aktarımının bir aracıdır. Allah’ın evinde, Peygamberimizin sevgisiyle yürekleri dolup taşan, Mevlid-i Şerif’in hikmetini anlayan ve onun şefaatine mazhar olanlardan eylesin. Allah’u Teâlâ çocuklarımızı, ailemizi Onu ta’zim eden, onun Mevlid-i Şerifi’nin kadrini bilen, ona muhabbet besleyen ve o Mevlid-i Şerife tabi olanlardan kılsın ve onun sevgisinden ayırmasın. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuştur ki: “Her kim beni severse cennette o kimse benimle beraber olur.”
