Sağlıklı yaşam için mağfirete ulaşmanın yolları aranmalı.
Dünyanın nimetleri insanları büyük hakikatleri unutmaya sevk edebiliyor.
Ebedi olduğuna inanan insanlar bile cennette mütevazı olabilirken, dünya hayatında maddi şeylere hırsla sarılabiliyorlar.
“Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!” (NFK)
Kur’an-ı Kerim’de “yakınî” imandan bahsedilir:
“Sana indirilene ve senden önce indirilen(ler)e iman ederler; ahiret gününe de yakınî olarak/kesin bir şekilde inanırlar. (Bakara, 4)
Uzun yaşamın sırları üzerine çokça konuşuluyor fakat asıl önemli olan ahiret hayatıdır.
Uzun ömür, ahiret karşısında kısa bir an gibidir (Naziat, 46).
İman, insanı sonsuz olanla barıştırır.
Çalışırken ve tüketirken bazen durup düşünmek gerekir.
Ölümün sonu gelmektedir ve bu bilinci taşımak önemlidir.
Peygamberimiz (sav) bunu “Şu tepenin ardında düşman var, size saldıracak! desem inanır mısınız?” sözüyle vurgulamıştır.
Önemli olan diriliş, hesap, cennet ve cehennem inancına sahip olmaktır.
İnsanlar hangi sonuç için çaba harcamalıdır?
Doğru yolda yürümeli ve anlamli yaşamalıdır.