Mart ayının 21’inde kutlanan Dünya Down Sendromu Günü (WDSD), 2007 yılından itibaren her yıl gerçekleştirilmektedir. Bu özel tarih, Down sendromunun genetik kaynağı olan 21. kromozomun 3 kopya (trisomi 21) olması nedeniyle belirlenmiştir. Down sendromuna sebep olan 21. kromozomun üçlü tekrarını (trizomi) temsil etmek amacıyla yılın 3. ayının 21. günü seçilmiştir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2012 yılından bu yana bu günü kutlama kararı alarak, farkındalık yaratmaya katkı sağlamaktadır.
Tüm dünyada yaklaşık 6 milyon Down Sendromlu bireyin yaşadığı bilinmektedir.
Down sendromunun oluşumunda; coğrafi alan, sosyo-ekonomik durum gibi faktörlerin etkisi bulunmamaktadır. Hamilelik yaşı, Down sendromunun ortaya çıkmasında bilinen en önemli faktördür; yaş ilerledikçe risk artış göstermektedir. Ülkemizde, doğum öncesi süreçte anne adaylarının Down sendromu ve diğer fetal anomaliler ile kromozomal bozukluklar hakkında çeşitli tarama testleri ve ultrasonografi incelemeleri ile bilgilendirilmeleri sağlanmakta, gerekli yönlendirmeler yapılmaktadır. Down sendromu, ortalama her 800 doğumda bir görülmektedir.
Down sendromunun üç ana tipi bulunmaktadır: Trizomi 21, translokasyon ve mozaik. Down sendromu tanısı, doğumdan hemen ya da kısa bir süre sonra konulabilmektedir. Down sendromlu bireylerde gözlemlenen bazı fiziksel özellikler arasında çekik küçük gözler, basık burun yapısı, kısa parmaklar, kıvrık serçe parmak, kalın ense, avuç içindeki tek çizgi ve ayak başparmağının diğerlerinden daha açık olması örnek verilebilir.
Down sendromlu bireyler, belirli sağlık sorunlarına daha yatkın olabilirler. Bu nedenle, sağlık kontrollerinin düzenli ve zamanında yapılması son derece önemlidir. Down sendromlu bebeklerin fiziksel ve zihinsel gelişimi, yaşıtlarına kıyasla geride olabilmektedir. Ancak uygulanan uygun eğitim programları ile bu bireylerin toplum hayatına başarılı bir şekilde uyum sağlamaları mümkündür.