İnsanlık tarihi, ilerleme ve gelişim hikayeleri kadar, karanlık ve acı dolu sayfalarla da doludur. Bu sayfalardan biri de Japonya’nın İkinci Dünya Savaşı sırasında kurulan ve yönetilen 731. Birimi’dir Bu birim, savaş suçu niteliğindeki faaliyetleriyle insanlığın onurunu ve etik değerleri ayaklar adıyla korkunç bir geçmişin sembolü haline geldi.
Birim, 1935 yılında Mançurya’da, Çin’in yaygınlaşmasıyla kurulmuş ve General Shiro Ishii tarafından yönetilmiştir. Bu birimde denek olarak kullanılanlar arasında Çinli siviller, Koreliler, Sovyet esirler ve Moğollar bulunuyordu. Sözde bilimsel araştırmaların adı altında, aslında biyolojik ve kimyasal savaş silahlarının geliştirilmesi ve bu silahların insanların üzerinde test edilmesi sağlanıyordu. Ancak bu “deneyler”, insanlığın esaretine dönüşmüş ve sonuçta yüzbinlerce masum insan hayatını kaybetmiştir.
731. Birim de Sözde bilim adına insanlar anestezi kullanılmadan cerrahi müdahalelerle bulunarak organlarını alınıyor, denekler basınç dalgalanmaları ile aşırı basınca maruz bırakılıyor, ölenlerin iç organları parçalanıyor, kan kaybı araştırmak için insanların kol veya bölümleri kesiliyor, yüksek sıcaklık ve soğukta tutuluyor ve ne kadar sürede öldüğü gözlemleniyordu. Deneklere çeşitli hastalıklar enjekte ediliyor, gaz testleri uygulanıyor, insanlara hayvan kanı veriliyor, kaynar suda diri diri haşlanıyor, insanların ne kadar sürede öldüğü anlaşılması için kurşunlanıyor ve çeşitli mesafelerde bombalar patlatılıyordu.
Tesiste çalışanların haricinde başka birisinin girmesi yasak olan birimde, içeride neler olup bittiği konusunda çevre halkının hiçbir fikirleri olmasa da çok koktuğu bir yerdi çünkü uzak yerlerden getirilenlerin bir daha dışarı çıktığı görülmemişti. Savaşın sona ermesinin ardından, Tesiste tutulan esirlerin tamamı zehirlenerek öldürüldü. Tesisin çevresinde çalışan yaklaşık 600 Çinli kurşuna dizildi ve sonrasında tüm tesis komple yakıldı. 731. Birim ‘in korkunç operasyonları büyük ölçüde örtbas edildi. Ancak İkinci Dünya Savaşının ardından, Japonya’nın teslim olmasıyla da 731. Birimde yaşananlardan tüm dünyada haber olmuş ve büyük yankı uyandırmıştır. 11 ülkenin kurduğu mahkeme ile bu tesiste görev yapanlar yargılanmıştır fakat mahkemenin kurucularından Amerika, İngiltere ve Rusya gibi ülkeler deneylerden elde edilen sonuçlar karşılığında bu yargılamaları düşürmeleri, insanlık tarihinin en büyük vahşetlerinden birisinin üstünün kapanmasına neden olmuş ve olaylar ört bas edilmiştir. Bu anlaşma, adaletin gerçekleşmesini engelledi ve bu vahşetin sorumlularının cezasız kalmasına sebep oldu.
Geçmişte yaşanan bu olayların unutulmaması ve gelecekteki benzerlerin tekrarlanmaması için sık sık hatırlanması ve ders çıkarılması gerekir. Bugün, 731. Birim ‘in adı dahi anlandığında tüylerimiz ürperiyor. Ancak bu acı dolu geçmişte ders almamız gerekirken, 731. Birim ‘de yapılanlara benzer insanlık dışı uygulamalar İsrail ve Çin tarafından, tüm Dünyanın gözü önünde Gazze’de ve Doğu Türkistan’da devam ediyor.
İsrail Gazze’de çocukları, kadınları, yaşlıları öldürüyor, çocukları kaçırıp organlarını alıyor, kurdukları deri bankları aracılığı ile açık bir şekilde Filistinlilerin derilerini aldığını itiraf edip derilerini satıyor. Doğu Türkistan’da ise Çin yönetimi tarafından Doğu Türkistan çöllerinde inşa edilen ve içinde yüz binlerce Uygur Türkü Çölün ortasında, hiçbir hakkın bulunmadığı toplama kamplarında ağır şartlar altında tutuluyor. Çin, 25 milyon nüfusa sahip Doğu Türkistan Müslümanlarının kökünü kazımak istiyor. 1949 yılında Doğu Türkistan nüfusunun % 3’nü oluşturan Çinlilerin oranı şuanda % 60’ı aşmış bulunmakta. Müslüman annelerin %22’si tamamen kısırlaştırıldı, iki çocuktan fazlasına da müsaade edilmiyor. Kaliteli Nüfus” adı altında yapılan “resmi soykırım” ile zorla kürtaj, kısırlaştırma gibi engelleri aşıp fazla çocuk yapanları ise büyük para cezaları bekliyor.
Tüm bu yaşanan gerçekler karşısında Yine dünya devletleri, dün 731. Birimde olduğu gibi, bu günde çıkarları uğruna Gazze’de, Doğu Türkistan’da ve tüm mazlum İslam coğrafyasında susarak ve hatta İsrail’e ve Çin’e destek vererek olayları örtbas ediyorlar.
731. Birim, insanlığın kara bir lekesi olarak hafızalardan silinmemelidir. Ancak bu gün de yaşanan 731. Birim benzeri olan Gazze ve Doğu Türkistan davası görmezden gelinmemelidir. Dünya halkları bugün, bilim ve teknoloji alanındaki ilerlemeler ile övünürken, karanlık geçmişte kalmış İnsanlık dışı uygulamaların asla tekrarlanmaması gerektiğini unutmamalıyız. Geleceğimizi inşa ederken, etik değerlere ve insan haklarına olan saygımızı daima ön planda tutmalıyız.
