Hacerülesved, İslam dünyasının en kutsal mekânı olan Kâbe‘nin doğu köşesinde bulunan ve Müslümanlar için derin manevi anlamlar taşıyan bir taştır. Hacerülesved, sadece fiziksel bir nesne olmanın ötesinde, cennetten gelen ilahi bir emanet olarak kabul edilir. Yeryüzündeki her Müslüman için ona dokunmak, selam vermek veya sadece onu görmek bile büyük bir fazilet olarak görülür. Bu taş, tarihin derinliklerinden bugüne kadar sayısız müminin kalbinde yer eden kutsal bir simge olmuştur.
İslamî rivayetlere göre, Hacerülesved taşı, cennetten yeryüzüne inen bir mücevherdir. İlk yaratıldığında bembeyaz olan bu taş, zamanla insanların günahları ve yeryüzündeki sıkıntıların etkisiyle kararmıştır. Hazreti Âdem (a.s) ve Havva’nın cennetten indirildikten sonra yeniden buluştuğu yeryüzü, bu kutsal taşla cennetle bir bağ kurmuştur. İlk başta saf beyaz olan Hacerülesved, yeryüzünde geçen zaman ve insanlığın günahlarının etkisiyle bugünkü siyah rengini almıştır. Ancak taşın özü, hâlâ cennetten gelen bir ilahi hatıra olarak kalmıştır.
Hacerülesved’in en önemli hikâyelerinden biri, Hazreti İbrahim (a.s) ve oğlu Hazreti İsmail (a.s) ile ilgilidir. Allah’ın emriyle Kâbe’yi inşa etmeye başlayan Hazreti İbrahim, bir köşeye yerleştirilmesi için özel bir taş ararken, Cebrail (a.s) ona Hacerülesved’i getirir. Bu taş, Kâbe’nin temel köşesine yerleştirilir ve o günden bugüne Müslümanlar için tavafın başladığı nokta olur. Hacerülesved’in Kâbe’ye yerleştirilmesiyle, bu taş ilahi bir sembol haline gelir ve Müslümanlar için ibadetlerin merkezinde yer alır.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) de Hacerülesved’e büyük bir hürmet göstermiştir. Onun bu taşa dokunması ve öpmesi, Müslümanlar için sünnet olarak kabul edilmiştir. Rivayetlere göre, Peygamber Efendimiz (s.a.v), Kâbe’nin yeniden inşa edildiği dönemde kabileler arasında Hacerülesved’in yerine konulması konusunda çıkan anlaşmazlığı çözmüş ve tüm kabilelerin taşın yerleştirilmesine katkı sağlamasına olanak tanımıştır. Peygamberimiz, taşın bir örtü üzerine konulmasını sağlamış ve bu örtüyü her kabilenin bir ucundan tutarak taşı yerleştirmiştir. Bu olay, Peygamber Efendimizin adaletini ve liderlik yeteneğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Hacerülesved’e dokunmak, Müslümanlar için büyük bir fazilettir. İslam inancına göre, bu taş kıyamet gününde ona dokunanların şahitliğini yapacak ve onların ibadetlerine tanıklık edecektir. Her tavaf sırasında Müslümanlar Hacerülesved’e dokunmaya veya uzaktan selam vermeye çalışır. Ona dokunan ya da selam veren kişi, Allah’a olan bağlılığını ve O’ndan bağışlanma dileğini ifade eder.
Peygamber Efendimiz’in bir hadisi, Hacerülesved’in manevi değerini şöyle açıklar:
“Vallahi, Allah Hacerülesved’i kıyamet günü öyle bir şekilde diriltecektir ki, onun iki gözü ve dili olacaktır. Ona hakkıyla dokunanlar lehinde şehadet edecektir.”
(Buharî, Hac, 50)
Bu hadis, Hacerülesved’in sadece bir taş olmadığını, Allah katında büyük bir yeri olduğunu ve müminler için kıyamet gününde bir şahit olarak görev yapacağını gösterir.
Hacerülesved, Kâbe tavafının başladığı ve bittiği noktadır. Müslümanlar, Kâbe’yi tavaf ederken Hacerülesved’in yanına geldiklerinde elleriyle bu taşa dokunur ya da ona selam verirler. Tavaf sırasında bu taşın önünden geçerken Müslümanlar “Bismillâhi Allahü Ekber” diyerek onu selamlarlar. Tavaf boyunca bu kutsal taşı görmek, Müslümanların ibadetlerinde bir arınma, günahlarından bağışlanma dileği ve Allah’a olan teslimiyetlerinin bir göstergesi haline gelir.
Hacerülesved, tarih boyunca birçok kez zarar görmüş ve tamir edilmiştir. Taş, doğal afetler, savaşlar ve saldırılar nedeniyle kırılmış ve parçalar halinde yeniden bir araya getirilmiştir. Günümüzde Hacerülesved, gümüş bir çerçeve içerisinde korunmaktadır. Orijinal taşın sadece küçük parçaları kalmış olsa da, bu kutsal emanet hâlâ Müslümanlar için büyük bir manevi değere sahiptir.
Hacerülesved, Müslümanlar için sadece bir taş değil, Allah’ın rahmetine ulaşmanın, O’na olan bağlılığın ve cennetin bir hatırasının yeryüzündeki sembolüdür. Tarih boyunca sayısız mümin, bu taşa dokunarak Allah’a yakınlaşmaya çalışmış, günahlarından arınmayı dilemiştir. Hacerülesved, yeryüzündeki kutsal sembollerin en kıymetli olanlarından biridir ve Müslümanların ibadetlerine derin bir manevi boyut katmaktadır.
Her Müslüman, Hacerülesved’e bakarken, aslında cennetin bir parçasına bakıyor ve Allah’ın rahmetine sığınmak için bu mukaddes taşa ellerini uzatıyor. Hacerülesved, kıyamete kadar Müslümanların kalplerinde yaşayacak ve onlara Allah’ın sonsuz merhametini hatırlatmaya devam edecektir.
