Kıymetli okurlar,
Bugün sizlere, İslam tarihinin en hüzünlü ve önemli olaylarından biri olan Bi’r Mauna hadisesinden bahsetmek istiyorum. Bu olay, Hz. Peygamberimizin (s.a.v) döneminde meydana gelmiş ve İslam tarihinde derin izler bırakmıştır.
Bi’r Mauna Hadisesinin Arka Planı
Bi’r Mauna hadisesi, Hicret’in dördüncü yılında (625/626 M) gerçekleşmiştir. Necid bölgesinde, Bi’r Mauna adı verilen bir kuyunun yakınlarında meydana gelen bu olay, İslam davetinin karşılaştığı zorlukları ve yapılan fedakarlıkları gözler önüne sermiştir. Necid bölgesinin önemli kabilelerinden Amir bin Sasa’a kabilesine mensup Ebu Bara Amir bin Malik, Medine’ye gelerek Hz. Peygamberimizle (s.a.v) dostane ilişkiler kurmuştu. Ebu Bara, Hz. Peygamberimizden (s.a.v) kendi kabilesine İslam’ı tebliğ etmek için öğretmenler göndermesini istemişti. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v), sahabelerden oluşan bir heyeti Necid’e göndermiştir.
Olayın Gelişimi
Hz. Peygamberimiz (s.a.v), 40 kadar sahabeden oluşan bir heyeti, başlarında Münzir bin Amr (r.a) olmak üzere Necid bölgesine göndermiştir. Ancak bu heyet, Bi’r Mauna mevkiine vardığında, Amir bin Tufeyl’in liderliğindeki düşman güçler tarafından pusuya düşürülmüştür. Amir bin Tufeyl, Ebu Bara’nın yeğeni olup, Müslümanlara düşmanlık besleyen bir kişiydi. Heyette bulunan sahabeler, kalleşçe bir saldırıya uğrayarak şehit edilmişlerdir. Bu olayda sadece Haram bin Milhan (r.a) sağ kalmış, ancak o da kabile reisi Amir bin Tufeyl tarafından öldürülmüştür.
Olayın Sonuçları ve Etkileri
Bi’r Mauna hadisesi, Müslümanları derinden sarsmış ve büyük bir üzüntüye sebep olmuştur. Bu olayda şehit edilen sahabeler, İslam’ın yayılması için büyük fedakarlıklar yapmış kişilerdi. Hz. Peygamberimiz (s.a.v), bu olaydan dolayı çok üzülmüş ve Necid bölgesine karşı askeri bir harekat düzenlemeye karar vermiştir. Ancak, Amir bin Tufeyl ve kabilesi, daha sonra cezalandırılacak ve Müslümanlara yapılan bu haksız saldırının bedelini ödeyeceklerdir.
“Kazandım Vallahi”
Bu sırada Cebbâr bin Sülmâ adlı müşriğin attığı bir mızrak, Âmir bin Füheyre (r.a)’ın sırtından girip göğsünden çıktı. O zamanlar kırk yaşında bulunan İbn-i Füheyre şehâdet şerbetini içmek üzere olduğunu anlayınca büyük bir sevinçle:
“Kazandım vallâhi!” diye haykırdı.
Bu hain tuzağı hazırlayanların başı olan İbn-i Tufeyl, katliamdan kurtulan bir Müslümanı yanına alıp bu azîz şehîdimizin başına geldi ve:
“–Kim bu?” diye sordu.
“–Âmir bin Füheyre!” cevabını alınca:
“–Ben onun öldürüldükten sonra naaşının göğe yükseldiğini gördüm. Yerle gök arasında duruşu hâlâ gözümün önündedir. Sonra yere indi.” dedi.
Meşhur şâirlerden olan İbn-i Tufeyl bu olayı bizzat görmesine rağmen yine de Müslüman olmadı. Fakat Âmir bin Füheyre (r.a)’ı şehit eden Cebbâr, sonunda hidayete mazhar oldu. Zîra şehîit ettiği zâtın “Kazandım vallâhi!” diye haykırışı günlerce kulaklarında çınladı. Bu sözler kendisi için bir muamma oldu. “Ben onu öldürüyorum, o kazandım diyor, bu nasıl iştir?” diye haftalarca düşündü. Bir gün kahramanlığı ile meşhur ve Hz. Peygamber’in yüz kişiye bedel saydığı hemşehrisi Dahhâk bin Süfyân’a, “Kazandım vallâhi!” sözünün ne mânâya geldiğini sordu. O da bu sözün “Cennete kavuştum.” demek olduğunu söyleyince Cebbâr, daldığı derin gaflet uykusundan uyandı ve îmân ile şereflendi.
Bi’r Mauna Hadisesinden Çıkarılacak Dersler
İslam Davetinin Zorlukları: Bi’r Mauna hadisesi, İslam’ın yayılması sırasında karşılaşılan zorlukları ve tehlikeleri açıkça göstermektedir. Sahabeler, bu davet uğrunda hayatlarını feda etmişlerdir.
Fedakarlık ve Sabır: Olay, sahabelerin İslam’a olan bağlılıklarını ve fedakarlıklarını yansıtmaktadır. Bu durum, Müslümanlar için sabır ve fedakarlığın önemini vurgulamaktadır.
Dost ve Düşmanı Ayırt Etmek: Hadise, Müslümanların dost ve düşmanlarını doğru bir şekilde ayırt etmeleri gerektiğini hatırlatmaktadır. İslam davetinde güvenilir kişilerle iş birliği yapmak önemlidir.
Müslümanların Birliği: Olay, Müslümanların birlik ve beraberlik içinde hareket etmeleri gerektiğini göstermektedir. Düşmanlara karşı birlikte hareket etmek, İslam’ın güçlenmesine katkı sağlar.
Sonuç
Bi’r Mauna hadisesi, İslam tarihinin acı dolu sayfalarından biridir. Bu olay, Müslümanların imanını ve kararlılığını pekiştirmiş, İslam davetinin ne kadar zorlu bir yol olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Hz. Peygamberimizin (s.a.v) ve sahabelerin gösterdiği sabır ve fedakarlık, bugün de Müslümanlar için ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.
Bu vesileyle, Bi’r Mauna’da şehit düşen sahabeleri rahmetle anıyor ve onların fedakarlıklarının İslam tarihinde unutulmaz bir yer tuttuğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Bu tür olaylar, bizlere İslam’ın yayılması ve yaşatılması uğrunda ne büyük fedakarlıklar yapıldığını hatırlatmalı ve bizleri birliğe, beraberliğe ve kardeşliğe daha çok teşvik etmelidir.
Saygılarımla.
