Mehmet Hanifi GÜLEL
Yeni eğitim yılına ilişkin gerçekleştirdiği konuşmada, Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, “Ucuz fiyatlı hileli ürünler, arıcıları mesleklerinden uzaklaştırıyor. Gençleri ve kadınları bu mesleğe kazandırmamız gerekiyor. Arıcı ailelerinin çocukları, gelecekte bu mesleği icra etme konusunda daha az istekli hale geliyor. Bu sebeplerden ötürü arıcıların ortalama yaşı 55’e kadar yükseldi. Geleneksel arıcılık bilgileri, nesilden nesile aktarılan bir miras olarak yok olma riski ile karşı karşıya” ifadelerini kullandı.
Altıparmak, yarım asırlık bir süredir arıcılarla birlikte sektörü geliştirmek için çaba gösterdiklerini ve arıcılık mesleğinin sürdürülebilirliğini sağlamak için uğraş verdiklerini belirtti. 2018 yılında kurulan Balparmak Arıcılık Akademisi’nin, arı sağlığına yönelik eğitimler vererek gençlerin ve özellikle kadınların bu mesleğe katılımlarını teşvik ettiğini dile getirdi. Akademinin 2025 eğitim yılına “Bal arısı sağlığı” konulu eğitimle başlandığını aktaran Altıparmak, “Bu mesleği korumayı ve yaşatmayı, doğal bala ve arıya karşı bir sorumluluk olarak görüyorum” dedi.
‘’Bal ürününde kadın emeği çok kıymetli’’
Arıcı nüfusunun giderek yaşlandığına dikkat çeken Altıparmak, “Türkiye’de arıcıların ortalama yaşı 55’in üzerinde. Bu meslek, ailece yapılması gereken bir uğraş. Gençler ve kadınlar bu alanda çok az yer alıyor. Oysa ki, katma değerli arı ürünleri üretimi, özellikle arı sütü gibi süreçler büyük hassasiyet gerektiriyor. Bu nedenle kadın emeği bu süreçte oldukça kıymetlidir” diye konuştu. Ancak sahte bal sorunun sektördeki herkesin moralini bozduğunu vurgulayan Altıparmak, “Tüm dünyada dikkat çekecek yöntemler geliştiriyoruz. Ama kalıcı bir çözüm için sektörün tüm paydaşlarının bir araya gelerek ortak bir çözüm üretmesi şart” dedi.
Kovan başına verimlilik 25 kiloya çıkarılabilir
Arı sağlığını tehdit eden hastalıklar ve bunların kontrolü konusunda bilgiler sunan Bursa Uludağ Üniversitesinden Prof. Dr. Levent Aydın, FAO verilerine göre dünya genelinde ortalama kovan başına bal veriminin yaklaşık 18,1 kilogram olduğunu, Türkiye’nin ise 14 kilogram civarında olduğunu belirtti.
Aydın, “Ülkemiz, bitki florasının çeşitliliği açısından avantajlı bir yapıya sahip. Ancak günümüzde yaşanan iklim krizi ve çevre kirliliği, bu avantajın etkin bir şekilde değerlendirilmesini zorlaştırıyor. Arıcılarımız, teknik bilgiye sahip değil. Bu nedenle arıcılığı bilimsel bir çerçevede öğretmek temel hedefimizdir. Uygun tekniklerle verimlilik ve kalite, Türkiye’de somut bir şekilde 25 kiloya kadar artırılabilir” şeklinde konuştu.
