Gazze’ye yönelik İsrail bombardımanı, Lübnan’da da büyük bir etki yaratarak bir milyondan fazla Lübnanlının yerlerini terk etmesine sebep oldu. Ülkeden tahliye işlemleri devam ederken, göçmenlerin yaklaşık yüz bininin Suriye’ye sığındığı bildirildi. Avrupa’da yer alan medya organlarının aktardığı bilgilere göre, Ege Denizi’nde göç dalgasına karşı yeni tedbirler alınması planlanıyor. Aşırı sağ eğilimlerin Avrupa Birliği üyelerindeki hükümetleri zorladığına dikkat çekilirken, Brüksel’de göçle ilgili önemli kararların alınması bekleniyor. Ayrıca, aşırı sağın baskısından çekinen AB hükümetlerinin Lübnan ve Gazze için yeni bütçeler hazırlamakta olduğu ifade ediliyor. Türkiye ise yeni bir göç dalgasına kesinlikle izin vermeyeceğini belirtiyor.
Brüksel’de Avrupa Birliği’nin mülteci mevzuatında yapılması düşünülen değişiklikler masaya yatırılıyor. Üzerinde en çok durulan iki ülke olarak Yunanistan ve Türkiye öne çıkıyor.
YENİ GÖÇMEN POLİSİ
Almanya’nın gündeminde, Avrupa Birliği çerçevesinde sınır kontrollerinin artırılması ve göçmenlerin geri dönüş süreçlerinin hızlandırılması bulunuyor. Ancak bu durum, Schengen anlaşması çerçevesiyle uyumsuzluk taşıdığı için eleştiriliyor. Ayrıca, AB’de düzensiz göçmenleri tespit etmek amacıyla yeni bir polis birimi kurulmasıyla ilgili önerilerin de masaya yatırıldığı belirtiliyor.
EGE’YE YAKIN TAKİP
Avrupa Birliği’nin alacağı tedbirlerin merkezinde yer alan Yunanistan, son dönemdeki İsrail saldırıları sonrasında kontrolsüz bir göç dalgasına hazırlanmakta. Bu durum, geçen Çarşamba günü gerçekleştirilen Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısında da gündeme geldi. Görüşmelerde göçle ilgili sorunlar, terör tehdidi ve Yunanistan vatandaşlarının Lübnan ve İsrail’den tahliyesi konuları ele alındı. Krizin tırmanması sebebiyle, mevcut mülteci tesislerinin kapasitesinin artırılması gerektiği ifade edildi.
KRİZ BÜYÜYECEK
Yunan medyasında “Adalar’ın sınır ötesine uzandığı için yeni gelenlerin anakara Yunanistan’a yönlendirilmesi planlanıyor. Lübnan’ın, çoğunluğunu Filistin ve Suriye’den gelen mülteci grubunun oluşturduğu 2.5 milyon mülteciye ev sahipliği yapması durumu daha da karmaşık hale getiriyor. İsrail ile Hizbullah arasındaki gerginliğin artmasıyla istikrarsızlığın büyümesinden endişe ediyorlar” denildi. Güvenlik önlemlerinin üst seviyede tutulduğu belirtiliyor, zira istihbarat birimleri, Kopenhag’daki İsrail Büyükelçiliği yakınında gerçekleşen bombalama da dâhil olmak üzere, Ortadoğu’daki gerginliklerle ilişkili son şiddet olayları sonrası alarm durumuna geçmiş durumda.
Almanya’nın uygulamaya koyduğu Schengen sınırları üzerindeki sıkı kontrollerin AB hukukunu ihlal etme riski taşıdığı vurgulanıyor. Avrupa Birliği, özellikle Ege adalarında yeni geri gönderme merkezleri kurulması için hızlı sonuç alabilecek yeni bir mevzuat üzerinde anlaşmak için çaba harcıyor.
ULUSLARARASI ÇERÇEVE
Bir üniversiteden akademisyen, Lübnan kaynaklı göç dalgası ile ilgili Türkiye’nin konumunu değerlendirdi. “Lübnan’dan Suriye’ye geçen sığınmacıların durumunun farklı olduğunu” belirtirken, “Suriyelilere sağlanan Geçici Koruma Statüsü, Lübnanlılar için geçerli değil” dedi. Türkiye’nin yeni bir göç dalgasıyla karşılaşıp karşılaşmayacağıysa, “Lübnan sınırdaş bir ülke olmadığından, Türkiye, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşların faaliyetleri çerçevesinde bir pozisyon alacaktır. Bölgedeki insani sorunların çözümünde de aktif rol alacaktır” açıklamasını yaptı.
[email protected]
Kaynak: Web Özel
#GöçDalgası #EgeDenizi #AB #Yunanistan #Lübnan #İsrail #Mülteciler #UluslararasıPolitika
