Türk Telekom, sürdürülebilirlik ilkelerini iş stratejilerinin merkezine alarak, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmayı hedeflediğini duyurdu. Şirket, ‘Geleceği İyileştiren Teknoloji’ yaklaşımıyla iklim kriziyle mücadelede ve enerji verimliliği alanında önemli projelere imza atıyor.
Türk Telekom, 2011 yılından itibaren CDP’ye raporlama yapmaya başlamış olup, yenilikçi teknolojiler kullanarak çevresel etkilerini minimize etmek için çeşitli çalışmalar yürütmüştür. 2024 yılına yönelik sürdürülebilirlik faaliyetleri sonucunda, CDP’nin İklim Değişikliği Programı’nda en yüksek seviye olan global A skoruna ulaşmayı başarmıştır. Bu başarı, şirketin çevresel performansını ve karbon yönetiminde izlediği stratejilerin etkinliğini göstermektedir.
‘SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İLKELERİNİ TÜM İŞ SÜREÇLERİNE ENTEGRE ETTİK’
Türk Telekom Finans Genel Müdür Yardımcısı Kaan Aktan, yapılan açıklamada sürdürülebilirlik ilkelerini tüm iş süreçlerine entegre ettiklerini ifade etti.
Aktan, dijitalleşme, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve yenileşim konularında yürüttükleri projelerle çevresel sorumluluklarını yerine getirirken, önemli ekonomik ve çevresel kazanımlar elde ettiklerini belirtti.
Ayrıca, güneş enerjisi santralleri (GES) yatırımları ve elektrikli araç şarj ağı hizmetleri aracılığıyla yapay zeka ve nesnelerin interneti (IoT) teknolojileri kullanarak akıllı şehircilik, elektrik tüketimi ve sulama alanında yenilikçi çözümler sunduklarına değinen Aktan, sera gazı salımlarını azaltma hedeflerine dikkati çekti.
Aktan, “Veri merkezlerimize en yeni çevreci sistemleri entegre ederken, mobil baz istasyonlarımızda karbon emisyonlarını düşüren yeni nesil yeşil şebeke teknolojilerinin kurulumu için çalışmalarımız sürüyor. Son günlerde hızlandırdığımız aksiyonlarla, 2024 CDP puanımızı ‘A’ Liderlik seviyesine taşımak, iklim eylemindeki kararlılığımızın önemli bir göstergesidir” dedi.
2030 yılı itibarıyla Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarında, 2020 yılındaki değerlerle karşılaştırıldığında yüzde 45’lik bir azalma hedeflediklerini belirten Aktan, 2050 yılına kadar Türkiye ve GSMA hedefleriyle uyumlu bir şekilde net sıfır emisyona ulaşmayı planladıklarını ifade etti.
Ayrıca, Aktan, “Daha yeşil bir geleceğe ulaşmak için çevresel duyarlılık ve toplumsal katkı alanlarında yeni uygulamalar geliştiriyor, risklerimizi azaltarak çevreci fırsatlara odaklanıyor ve finansal dayanıklılığımızı artırıyoruz. Tüm paydaşlarımızla birlikte, teknolojinin ve inovasyonun gücünü kullanarak daha yaşanabilir bir dünya inşa etmeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu. (Sondakihaber.com)
