Bugün sizlere Osmanlı İmparatorluğu’nun denizcilikteki efsanevi komutanlarından biri olan Cezayirli Gazi Hasan Paşa’dan bahsetmek istiyorum. Kendisi cesur, yürekli ve “palabıyık” lakabıyla bilinen bir devlet adamıdır. Görev yaptığı yerlerde ve Osmanlı’nın birçok bölgesinde çok sayıda hayır eseri bırakan Hasan Paşa’nın Rodos, Çeşme, Sakız, Limni, Vize, İstanbul ve Çanakkale’de önemli eserleri bulunuyor. Ayrıca, Hasan Paşa’nın yanından ayırmadığı evcil bir aslanı olduğu da bilinir.
Hasan Paşa, 1710’lu yıllarda doğmuş. Ailesi ve nereli olduğu tam olarak bilinmese de çocukluğunu Trakya Bölgesi’nde geçirdiği biliniyor. Genç yaşta ticaret gemilerinde çalışmaya başlamış ve böylece deniz sevgisi küçük yaşlarda başlamış. Hayali bir gemi kaptanı olmaktı ama bu gemi bir savaş gemisi olmalıydı. Bu yüzden 1738’de yeniçeri ocağına girdi ve hemen ardından Belgrad Kuşatması’na katıldı. Genç olmasına rağmen büyük başarılar elde etti. Ancak denizden uzak kalmış, karada savaşmaktaydı. Sefer sona erince Osmanlı sancağı altında Cezayir’e gönüllü gitmek istedi ve evcil aslan hikayesi de böylece başlamış oldu.
Aslanlı Paşa Efsanesi
Hasan Paşa, Kuzey Afrika’da bulunduğu dönemde yavru bir erkek aslanı kendisine alıştırdı ve beslemeye başladı. Aslan büyüdükçe aralarındaki bağ güçlendi ve Hasan Paşa’nın lakabı Aslanlı Paşa oldu. Gittiği her yere aslanını tasmasıyla götürüyordu. Ele geçirdiği düşman gemilerine bile bu aslanla çıkıyordu. Aslanlı Paşa efsanesi kısa sürede tüm Avrupa’da korkuyla yayıldı ve Avrupalı ressamların tablolarına bile konu oldu.
Cezayir’de kaldığı yaklaşık 20 yıl boyunca namı tüm diyarlara yayıldı. 1761 yılında İstanbul’a geri çağrıldı ve devlet yönetiminde önemli mevkilere getirildi. 1770 yılında Osmanlı donanmasındaki gemilerin Çeşme’de Ruslar tarafından yakılması ve Limni Adası’nın kuşatılması üzerine 3 bin askeriyle yola çıkarak kalenin yönetimini eline aldı ve Rusları bölgeden defetti. Bu başarısından ötürü kendisine “Gazi” ünvanı verildi ve Kaptanı Derya rütbesi ile ödüllendirilerek Osmanlı Donanması’nın başına getirildi. Yakılan donanmanın yerine 3 yıl içinde modern bir donanma hazırlattı ve gemilerin büyük bölümünü kendi cebinden karşıladı. Donanmanın başına geçtikten sonra pek çok isyan bastırdı ve denizlerde savaşmaya devam etti.
Amerika’yı Vergiye Bağlayan Paşa
1783 yılında Amerika, bağımsız bir devlet olarak tarihe geçti. Amerika’nın denizlerde tek başına bayrak sallamaya başlaması üzerine, 25 Temmuz 1785’te Cezayir açıklarında Osmanlı gemileri tarafından ele geçirilen ilk Amerikan gemisiyle işler değişti. Ardından 11 Amerikan gemisi daha ele geçirildi. ABD kongresi, Osmanlı Donanması’na karşı koyabilecek savaş gemileri inşa etmesi için Başkan George Washington’a 700.000 altın harcama yetkisi verdi. Ancak ABD, Cezayir korsanlarına karşı gelemeyince barış yolunu seçti.
5 Eylül 1795’te Amerika anlaşma yapmayı kabul etti. Bu anlaşmaya göre, Cezayir’deki esirlerin iade edilmesi ve Amerikan gemilerine dokunulmaması karşılığında 642 bin altın dolar ödedi. Ayrıca yıllık 12 bin Osmanlı altını (216 bin dolar) ödemeyi de kabul etti. Bu anlaşma, ABD’nin vergi vermeyi kabul ettiği ve kendi dili dışında imzaladığı ilk ve tek anlaşmadır. Anlaşmayı ABD Başkanı George Washington ve Cezayirli Gazi Hasan Paşa imzaladı. Böylece ABD, Osmanlı İmparatorluğu’na yıllık vergi ödemeye başlamış oldu. Cezayirli Gazi Hasan Paşa’nın cesareti ve zekası sayesinde Osmanlı İmparatorluğu denizlerde büyük başarılara imza atmış ve Amerika’yı vergiye bağlamıştı. Bu efsanevi komutanın hikayesi, Osmanlı’nın güçlü denizcilik geleneğinin bir simgesi olarak tarihe geçti.
