HSBC Türkiye Ekonomisine Dair Önemli Değerlendirmelerde Bulundu

İngiltere merkezli HSBC, Türkiye ekonomisine yönelik yaptığı yeni değerlendirmeleri açıkladı. Raporda makroekonomik politikalar ve borsa ile ilgili yapılan analizlerin yanı sıra, ekonomik verilere dair tahminler de yer aldı.

"ENFLASYON 2025’TE YÜZDE 28’E İNECEK"

HSBC’nin raporunda, enflasyondaki yavaşlama dikkat çekerken, yıl sonunda enflasyonun yüzde 45 seviyesine ulaşacağı öngörülüyor. 2025 yılında ise enflasyonun yüzde 28’e düşeceği ifade ediliyor.

"MERKEZ BANKASI FAİZ İNDİRMEYECEK"

Raporda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 2024’te faiz indirimi yapmayacağı tahmin ediliyor. Merkez Bankası’nın 2025 yılının ilk yarısında 1350 baz puan, ikinci yarısında ise 650 baz puanlık bir faiz indirimi sürecine gireceği öngörülmekte. Sonuç olarak politika faizinin 2025 sonunda yüzde 30, 2026 sonunda ise yüzde 18 olması bekleniyor.

2025’TE 1 DOLAR 40 TL OLACAK

HSBC’nin hesaplamalarına göre, dolar/TL kuru yıl sonunda 36 seviyesine ulaşacak. 2025 yılı itibarıyla her çeyrek 1 lira artış göstermesi beklenen doların, yıl sonunda 1 doların 40 TL’ye yükselebileceği öngörülüyor.

Bankanın 2024-2025 yılları için büyüme tahminleri ise sırasıyla yüzde 3,1 ve yüzde 2,8 olarak belirlendi.

BORSANIN GÖRÜNÜMÜ

HSBC’nin Türkiye için gerçekleştirdiği ayrı bir analizde, yaz döneminde Türkiye hisse senedi piyasasının küresel makro dalgalanmalardan etkilenerek önemli bir düşüş yaşadığı belirtildi. Ancak piyasanın toparlanma potansiyeline dair iyimser bir bakış açısı mevcut. Tedarik tarafında büyümenin yavaşlayacağı, ancak 2025 yılında yeniden hız kazanacağı öngörülmekte. Hisse senedi yatırımcılarının döviz risk primleri arttıkça temkinli davrandığı kaydediliyor. Yine de HSBC’nin döviz ekibi, TL’nin görünümünün olumlu olduğunu vurguladı. Borsadaki düşüşün alım fırsatı yaratabileceği yorumları da yapıldı.

BOFA’DAN TÜRKİYE RAPORU: TCMB KASIMDA FAİZ İNDİREBİLİR

HSBC’nin ardından Bank of America (BofA) da Türk ekonomisine dair yeni raporunu sundu. Raporda, Türkiye’nin makroekonomik dengesizliklerinin yavaş bir şekilde iyileştiği ifade edildi. Türkiye ekonomisinde keskin bir daralma yerine daha yumuşak bir inişin öngörüldüğü belirtildi.

Cari açık tahmini yüzde 2’den yüzde 1,7’ye düşürülürken, 2025 yılı için büyüme beklentisi yüzde 3,4’ten yüzde 2,8’e revize edildi. Aralık ayında bir faiz indirimi öncesinde, Kasım ortasında kısa vadeli faiz oranları ve Türk devlet tahvillerinin cazip hale gelebileceği ifade edildi.

İNDİRİM KASIM’DA

BofA ekonomisti Zümrüt İmamoğlu tarafından hazırlanan raporda, Merkez Bankası’nın faiz indirimine acele etmeyeceği, Aralık ayında 250 baz puanlık bir indirim beklenirken, Kasım ayında verilerin beklenenden daha fazla iyileşmesi durumunda 150-200 baz puanlık daha küçük bir indirimin mümkün olabileceği belirtildi.

ENFLASYONDA 2021’DEN BERİ BİR İLK YAŞANACAK BEKLENTİSİ

Raporda, Ağustos ayında yıllık enflasyonun yüzde 52’ye gerilediği, Temmuz ayında ise bu oranın yüzde 61,8 olduğu duyuruldu. BofA, enflasyonun yavaş bir şekilde düşmeye devam edeceğini öngörerek, Eylül ayında manşet enflasyonun yüzde 48’e gerileyerek, 2021’den bu yana ilk kez politika faizinin altında kalmasını bekliyor. Aylık enflasyonun son iki ayda ortalama yüzde 2,8 civarında seyrettiği, ancak Ağustos ayında doğal gaz fiyatlarındaki artış nedeniyle bu oranın yükseldiği ifade ediliyor.

Hizmet sektöründe kira enflasyonunun aylık yüzde 7 seviyelerinde seyrettiği, genel hizmetlerde ise aylık yüzde 4,6 oranında bir artış gözlemlendiği belirtiliyor. BofA, yüksek hizmet enflasyonu ve gıda fiyatlarının, yıl sonu için Merkez Bankası’nın hedeflediği yüzde 38’lik enflasyon oranına ulaşmayı zorlaştırabileceğini ifade etti. Orta Vadeli Program’da enflasyon tahmini yüzde 41,5 olarak açıklandı. BofA, 2024 yılı enflasyon beklentisini yüzde 42, 2025 yılı beklentisini ise yüzde 25 olarak belirtti.

PMI VERİLERİ VE CARİ AÇIK

Raporda, PMI verilerinin iç siparişlerde zayıflama, ihracat siparişlerinde ise artış gösterdiği belirtildi. Bu durumun, altın ve enerji hariç cari açıkta daha fazla düzelmeye işaret ettiği vurgulandı. Ancak bu düzelmenin 2018 yılına kıyasla daha yavaş bir hızda gerçekleştiği kaydedildi. İthalat hacminin önemli ölçüde düşerken, ihracat hacminin istikrarlı kalması, bu düzelmenin tamamen ithalat fiyatlarından kaynaklanmadığını gösteriyor. Ağustos ayında ihracat siparişlerine yönelik PMI, Haziran 2023’ten bu yana ilk kez 50’nin üzerine çıkarak olumlu bir işaret verdi. Ancak genel PMI endeksi eşik değerin altında kalarak daralma işareti vermeye devam etti.