Kıymetli Okurlar,
Bugün sizlere, İslam tarihinin dönüm noktalarından biri olan Bedir Savaşı öncesinde yaşanan önemli bir istişareden ve Allah Resûlü’nün (s.a.v) sergilediği insanlık dersinden bahsetmek istiyorum.
Bedir Savaşı, Müslümanların Kureyşlilere karşı verdiği ilk büyük mücadeleydi ve bu savaşta alınan stratejik kararlar, savaşın seyrini önemli ölçüde etkilemiştir. Allah Resûlü (s.a.v), Bedir’e en yakın suyun başına geldiğinde, karargah yerinin tespiti konusunda sahabeleriyle istişare etti. Bu istişare, İslam toplumunda danışma ve ortak karar alma kültürünün en güzel örneklerinden biridir.
Ensar’dan Hubab bin Münzir (r.a), Allah Resûlü’ne (s.a.v) karargah için seçilen yerin uygun olmadığını belirtti ve daha stratejik bir öneride bulundu: “Yâ Resûlallâh! Burası karargâh için münâsip değildir. Kureyşlilere en yakın olan bir suyun başına gidelim ve orada konaklayalım. Başında konakladığımız suyun gerisindeki bütün kuyuları kapatalım. O suyun üzerinde bir havuz yapalım ve içini su ile dolduralım.” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v), bu teklifi kabul etti ve Müslümanlar, düşmanlarına karşı avantaj sağlamak amacıyla bu stratejiyi uyguladı.
Bu noktada dikkat çeken bir diğer olay ise, müşriklerin Müslümanların havuzundan su içmek istemeleri üzerine yaşandı. Hakîm bin Hizâm’ın da bulunduğu bir grup müşrik, su içmeye geldiklerinde Müslümanlar onlara engel olmak istediler. Ancak Allah Resûlü (s.a.v), “Bırakınız içsinler!” buyurarak düşmanlarının su içmesine izin verdi. Bu davranışıyla Allah Resûlü (s.a.v), bizlere büyük bir insanlık dersi ve hidayet üslubu gösterdi. Bu âlicenap hareket, daha sonra Hakîm bin Hizâm gibi birçok kişinin kalplerinin yumuşamasına ve İslam’a yönelmelerine vesile olmuştur.
Hakîm bin Hizâm, Bedir Savaşı’ndan sağ kurtulmuş ve sonradan Müslüman olmuştur. Hakîm, yemin ederken, “Beni Bedir’de öldürülmekten kurtararak iman nimetini bana nasip eden Allah’a yemin ederim ki!” diyerek Allah Resûlü’nün (s.a.v) merhametinin kendisini nasıl etkilediğini ifade etmiştir.
Bu olay, savaşın en zorlu anlarında bile insaniyetin elden bırakılmaması gerektiğini ve merhametin ne denli güçlü bir etki yaratabileceğini bizlere hatırlatır. Allah Resûlü’nün (s.a.v) bu tutumu, bizlere düşmanlarımızla bile insanca muamele etmenin ve merhametin önemini öğretir.
Saygılarımla.