IMF: Banka Dışı Finansal Kurumların Denetimi Güçlendirilmeli
Uluslararası Para Fonu (IMF), banka dışı finansal kurumların büyümesinin olumsuz şoklara karşı sistemin kırılganlığını artırabileceğini vurgulayarak, politika yapıcılarının bu kuruluşların denetimini güçlendirmeleri gerektiğini açıkladı. IMF, varlık değerlemelerindeki aşırılıkların ve devlet tahvili piyasalarındaki baskıların ekonomik belirsizliğin arttığı bir dönemde finansal istikrar risklerini yüksek tuttuğunu belirtti.
Yazıda, banka dışı finansal kurumların büyümesinin, ekonomik kırılganlıkları derinleştirebileceğine dikkat çekildi. Yapılan stres testlerinin, bu tür kurumlardaki zayıflıkların bankacılık sistemine yayılabileceğini, şokları büyütebileceğini ve kriz yönetimini zorlaştırabileceğini gösterdiği ifade edildi.
Sigorta şirketleri, emeklilik fonları ve yatırım fonlarını kapsayan banka dışı finansal kurumların, mevduat kabul etmemelerine rağmen küresel piyasalarda giderek daha önemli bir rol oynadığına dikkat çekildi. Ancak, bu kurumların düzenleyici çerçeveleri arasında dikkate değer farklılıklar bulunduğu aktarıldı.
Banka dışı kurumların dünya finansal varlıklarının yaklaşık yarısını elinde tuttuğu belirtilirken, ABD ve Avro Bölgesi’ndeki birçok bankanın önemli miktarda bu tür kurumlara maruz kaldığı kaydedildi. Yazıda, aynı zamanda döviz piyasası işlem hacminin yarısını bu kurumların oluşturduğuna vurgu yapıldı.
IMF’nin değerlendirmesinde, sektörler arası bağlantıların tespitinin güçleştiği, bu durumun daha bütüncül ve ileriye dönük bir risk değerlendirmesi gerektirdiği ifade edildi. Özel kredi, gayrimenkul ve kripto varlıklar gibi kanallar üzerinden risk aktarımının olabileceği belirtildi; kötü senaryolarda, bu kurumların kredi hatlarını çekmesinin bankalarda zarar ve sermaye kaybı yaratabileceği uyarısında bulunuldu.
Ayrıca, devlet tahvili piyasalarındaki artan rolün bazı olumlu etkileri de olabileceği ifade edildi. Gelişmekte olan ülkelerdeki yerel emeklilik ve sigorta fonlarının devlet tahvillerine ilgisinin piyasa likiditesini artırdığı ve hükümetlerin bankalara olan bağımlılığını azalttığı kaydedildi.
Son olarak, finansal istikrarın sağlam politikalar ve dayanıklı kurumlara bağlı olduğunun altı çizildi; banka dışı kurumların artan öneminin, politika yapıcıların finansal sistemin dayanıklılığını güçlendirmesi gerektiğini gösterdiği belirtildi. Daha kapsamlı veri toplama ve sektörler arası koordinasyonun güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Özellikle daha az düzenlenen özel kredi fonlarının da yakından izlenmesi gerektiği ifade edildi.