Fransa’da Siyasi Kriz Derinleşiyor: Başbakan Lecornu İstifa Etti
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 9 Eylül’de atadığı Başbakan Sebastien Lecornu, 5 Ekim’de yeni hükümeti kurmasına rağmen, hükümete yönelik artan eleştiriler sonucunda istifa etti. Lecornu’nun istifası, Cumhurbaşkanı Macron tarafından kabul edildi.
Ülkede yaşanan hükümet krizine çözüm arayan muhalefet partileri, Ulusal Meclis’in feshedilmesi, sol bir başbakan atanması ya da Macron’un istifa etmesi gibi farklı taleplerde bulundu. Ancak Cumhurbaşkanı Macron, Lecornu’ya ülkenin istikrarını sağlamak adına 48 saatlik bir süre tanıdı.
ING’nin küresel makro araştırma kuruluşu tarafından yapılan analize göre, Lecornu’nun atanmasından kısa bir süre sonra yaşanan bu istifa, Fransa’nın yeni bir siyasi belirsizlik dönemine girdiğini gösteriyor. Ülkede önümüzdeki dönemde yeni seçimlerin olasılığı artarken, bu durumun mali sorunları çözmeyeceği vurgulanıyor.
Son gelişmeler, 2026 bütçesinin yıl sonuna kadar onaylanma şansının azaldığını ortaya koyuyor. Böylelikle Fransa’nın 2025 bütçesinin uzatılması ile yeni yıla girebileceği bekleniyor. Ancak bu durum, sadece yeni harcama girişimlerini değil, aynı zamanda reform çabalarını da sınırlayacak.
Yeni yıl bütçesinin gecikmesi, daha önce vaat edilen mali konsolidasyon önlemlerinin gerçekleştirilmemesi anlamına gelirken, 2025 yılı için öngörülen bütçe açığının da yüksek kalması bekleniyor. Kamu borcunun ise gelecek yıl Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYH) en az yüzde 116,7’sine ulaşması öngörülüyor; bu durum Fransa’yı Avrupa Birliği ülkeleri arasında en kötü mali konuma yerleştiriyor.
Fransa’daki bütçe gecikmesi ve bütçe planı sunumunun beklenmemesi, Avrupalı yetkililer için sorun teşkil ediyor. Avrupa Komisyonu’nun Fransa’ya karşı daha sert bir tutum benimsemesi ve kamu maliyesinin düzenlenmesi hususunda ısrarcı olması bekleniyor.
Fransa, şu anda Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında en ciddi siyasi ve mali zorluklarla karşı karşıya bulunuyor. Bu olumsuz durum, iş dünyası ve haneler arasında bir "bekle-gör" tutumuna yol açarak önümüzdeki çeyreklerde ülkenin ekonomik beklentilerini olumsuz etkileyebilir. 2025 yılı için öngörülen yüzde 0,6’lık büyüme oranının ardından, 2026’da GSYH büyümesinin yalnızca yüzde 0,8 olacağı tahmin ediliyor ki bu oran, Avrupa ortalaması altında yer alıyor.
Başbakan Lecornu’nun istifası sonrası, euro’nun dolar karşısında yaklaşık yarım oranında değer kaybettiği gözlemlendi. Ancak Fransız siyasetinin döviz piyasasındaki etkileri değerlendirildiğinde, bu durumun avronun sürekli değer kaybetmesinin bir sonucu değil, tek seferlik bir etki olabileceği ifade ediliyor.