IMF’den Gelişmekte Olan Piyasalara İlişkin Olumlu Değerlendirme
Uluslararası Para Fonu (IMF), gelişmiş mali ve para politikaları çerçevesinin, gelişmekte olan ekonomilerin küresel finansal şoklara karşı dayanıklılığını artırdığını belirtti. IMF, bu çerçevede Dünya Ekonomik Görünüm ve Küresel Finansal İstikrar raporlarının analitik kısımlarını yayınladı.
Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda, gelişmekte olan piyasalardaki dayanıklılığın son yıllarda belirgin bir şekilde arttığı vurgulandı. Rapora göre, elverişli dış koşullar bu dayanıklılığa katkıda bulunsa da, özellikle politika çerçevelerindeki iyileşmelerin kritik bir rol oynadığı ifade edildi.
Küresel Finansal İstikrar Raporu’na göre, pek çok gelişmekte olan ülke, güçlü temellere sahip oldukları için yerel para birimi cinsinden tahvil ihraç edebilmekte, uluslararası alıcıların ilgisinin düşük olduğu durumlarda yeni yatırımcılar bulma kapasitesine sahip olmaktadır. Bu yerel para birimi tahvil ihracı yöneliminin, gelişmekte olan ekonomilerin dayanıklılığını artırdığı belirtilerek, bu tür ülkelerin daha çeşitli yatırımcı tabanlarıyla, küresel stres dönemlerinde daha istikrarlı getiriler ve piyasa likiditesi sağladığı kaydedildi.
Ancak, politika güvenilirliği zayıf ve yerel finansal tasarruf havuzları sığ olan gelişmekte olan ülkelerin döviz cinsinden borçlanmaya ve daha kısa vadeli yerel para birimi borcuna bağımlı kalmaya devam ettikleri ifade edildi.
IMF’nin konuya dair yayımladığı blog yazısında, iyi belirlenmiş politikaların gelişmekte olan ekonomilerin şoklara karşı direncini artırdığı dile getirildi. Güçlü mali ve para politikası çerçevelerinin, gelişmekte olan ülkelerin dayanıklılığını nasıl desteklediğine dikkat çekildi.
Geçmişte, riskten kaçınma dönemlerinin gelişmekte olan piyasaları sert bir şekilde etkilediği hatırlatılırken, son dönemde bu durumun önemli ölçüde değiştiği belirtildi. Blog yazısında, birçok gelişmekte olan ekonominin küresel risk iştahındaki dalgalanmaları daha iyi yönetebildiği, sermaye çıkışlarının azaldığı, borçlanma maliyetlerinin daha kontrollü olduğu, büyümenin istikrarlı seyrettiği ve enflasyonun düştüğü vurgulandı.
Sonuç olarak, güvenilir para politikaları, bağımsız merkez bankaları ve şeffaf maliye politikalarında sağlanan iyileştirmelerin önemli bir rol oynadığı ifade edildi. Uluslararası Para Fonu, bu gelişmelerin, küresel finansal sistemdeki dengeleri nasıl etkilediğine dair önemli ipuçları sunuyor.